22 Mayıs 2025 Perşembe

"35 Yaş Üstü Kadınlarda Tüp Bebek Başarısı Azalıyor"

Tüp bebek tedavisinde başarılı sonuçlara ulaşabilmede kadın yaşının önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof

Tüp bebek tedavisi sürecinde kadın yaşının önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erkut Attar, “35 yaş üstü kadınlarda gebelik başarı şansı ciddi oranda azalıyor. Bu noktada, genetik testler ve akraba evliliklerinde Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) başarılı sonuçlara ulaşmada önem taşıyor” dedi.

İlk olarak, tüp bebek tedavisine başlamadan önce hastanın kromozom analizlerinin yapılmasının kritik olduğunu belirten Prof. Dr. Attar, iyi bir genetik ünitesinin hastayı doğru hazırlamanın anahtarı olduğunu ifade etti. Özellikle Türkiye’de yüksek oranda görülen akraba evliliği yapan çiftlerde genetik testlerin, hamilelik sürecinden önce yapılması gerektiğine dikkat çekti. SMA taramasının da gebelik düşünen çiftler için önem kazandığına vurgu yapan Attar, “Embriyo oluştuktan sonra genetik sorgulama teknolojik olarak mümkün. Ancak ideal olan bu sürecin gebelik başlamadan önce yürütülmesidir” diye ekledi.

“KADIN HER AÇIDAN AYRINTILI İNCELENMELİ”

Tüp bebek tedavisinde başarı oranlarının dünya genelinde ortalama yüzde 50-60 civarında olduğunu belirten Prof. Dr. Attar, “Dolayısıyla, bir tüp bebek tedavisi başarısız olduğunda bu durumun verilen oran içinde gerçekleşebildiği bilinmeli. Ancak hastaların bu sonuçta hemen umutsuzluğa düşmemeleri önemli” ifadelerini kullandı. Başarısız sonuçların hastaların yeterince incelenmemesinden kaynaklanabileceğine işaret eden Attar, polikistik over sendromu veya endometriozis gibi rahatsızlıkların mutlaka ön araştırma ile ele alınması gerektiğini vurguladı. Bu hastalıkların tedavi edilmemesi durumunda tüp bebek tedavisinin başarısız olabileceğini dile getirdi.

Ruhsal durumun yanı sıra embriyonun rahme tutunması için zamanlama da önemli bir faktör olduğunu belirten Attar, “Bir veya iki başarısızlık, büyük bir başarısızlık olarak görülmemeli ve moraller bozulmamalı” dedi. Tüp bebek tedavisindeki başarıyı etkileyen faktörlerin başında rahmin hamileliğe hazır olması ve embriyo kalitesinin geldiğini kaydeden Attar, embriyonun kalitesinden kaynaklanan sorunların başarısızlığın yüzde 80-90'ını oluşturduğunu söyledi. Rahmin hazır olmama olasılığının ise yüzde 10-20 civarında olduğunu belirtti.

“BAŞARI İÇİN ÖN DEĞERLENDİRME ŞART”

Prof. Dr. Attar, hastaların tüp bebek tedavisi öncesinde ön değerlendirme ve genetik araştırmanın büyük önem taşıdığını ifade ederek, “Sağlıklı bir kadına tüp bebek işlemi esnasında elde edilen 10 embriyonun yaklaşık yarısında genetik soruna rastlanmaktadır. Bu sorun sadece genetik testlerle saptanabilir” dedi. Genetik testlerin her hastada rutin olarak yapılmaması gerektiğini, ancak uygun durumlarda kullanılması gerektiğini vurguladı. Devletin de genetik testlere önem verdiğini ve bazı testlerin sosyal güvenlik kapsamına alındığını belirtti.

“AKRABA EVLİLİKLERİNDE GENETİK TARAMA ŞART”

Akraba evliliklerinin genetik hastalık riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Attar, bu tür durumlarda Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) uygulamalarının doğrudan yapılması gerektiğini ifade etti. Akraba evliliklerinde karyotip analizi gibi yöntemlerin önemli olduğunu belirten Attar, bu sayede tüp bebek tedavisine bilinçli bir şekilde ilerlenebileceğini ve tekrarlayan başarısızlıkların önlenebileceğini kaydetti.

“35 YAŞ ÜSTÜ KADINLARDA DİKKAT!”

Yaş faktörünün tüp bebek başarısını ciddi şekilde etkilediğini vurgulayan Attar, 35 yaş üstü kadınların gebelik şansının azaldığını, kariyer veya sosyal nedenlerle gebeliği ertelemek zorlaştığını ifade etti. Bu grupta tekrarlayan düşükler, Down sendromu ve diğer genetik anomalilerin riskinin arttığını belirten Attar, genetik testlerin bu hastalar için faydalı olduğunu söyledi. Çevresel faktörler ve stresin başarıyı olumsuz yönde etkileyebileceğini ifade eden Attar, “Hastaların strese kapılmamalarını öneriyorum. Bir veya iki deneme başarısız olabilir, bu tedavinin doğasında var” dedi.

“EMBRİYO KALİTESİ ve RAHİMİN GEBELİĞE HAZIR OLMASI GİBİ FAKTÖRLER ÖNEMLİ”

Embriyonun doğru zamanda transfer edilmesinin başarı için kritik bir durum olduğunu belirten Prof. Dr. Attar, eğer yüksek kalitede embriyolar transfer edilmesine rağmen başarısızlık yaşanıyorsa, sorun rahimden kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda rahmin değerlendirilmesi için biyopsi veya daha özel yöntemler uygulanabileceğini ifade etti.

“TEDAVİNİN OLMAZSA OLMAZI HASTA-HEKİM İLETİŞİMİ”

Son olarak Prof. Dr. Attar, hasta-hekim iletişiminin başarıyı artırdığını belirterek, hastaların sabırlı olmaları gerektiğini ve hekimleriyle aynı dili konuşmaları gerektiğini vurguladı. Doğru hazırlık ve genetik testlerle başarı oranının önemli ölçüde artırılabileceğini, kaliteli laboratuvar ve deneyimli embriyologların bu süreçte büyük rol oynadığını söyledi.

ÖNCEKİ HABER

"Genç Dostu Belediye Modeli Toplantısı Antalya'da"

SONRAKİ HABER

Bayraklı'da 19 Mayıs Coşkusu Renkli Etkinliklerle!