Aşırı terleme, bazı bireylerin sıcak yaz günlerinde bile kuru kalırken, bazılarının en serin ortamlarda bile terlemesini etkilemektedir. Bu durum, günlük yaşamda ciddi bir rahatsızlık yaratmakta ve sosyal hayattan uzaklaşmaya neden olabilmektedir. Özellikle botoks uygulaması, aşırı terlemenin modern tıptaki etkili ve güvenli bir çözümü olarak öne çıkmaktadır. Acıbadem Ataşehir Tıp Merkezi Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör, botoksun ter bezlerinin aşırı sinyallerle uyarılmasını önleyerek terlemeyi durdurduğunu belirtmektedir. İşlemden birkaç gün sonra etkinin başlamakta ve çoğu hastada 6 ila 12 ay boyunca konfor sağlamaktadır. Botoks uygulaması sonrasında bireylerin yaşam kalitesinde önemli bir artış gözlemlenmektedir.
Aşırı terleme, tıbbi literatürde "hiperhidroz" olarak adlandırılmaktadır. Vücudun normalin çok üzerinde ter üretmesi, genetik yatkınlık veya altta yatan sistemik rahatsızlıklar nedeniyle ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca stres, heyecan ve fiziksel aktivite gibi durumlar terlemeyi artıran faktörler arasında yer almaktadır. Dr. Atakan Bör, botoksun terlemeyi başlatan sinir iletilerini geçici olarak durdurarak ter bezlerinin gereksiz yere çalışmasını engellediğini ifade etmektedir. Bu uygulama sayesinde terleme refleksi kontrol altına alınmaktadır.
Botoks tedavisi, koltuk altı, el içi, ayak tabanı ve yüz gibi terlemenin sık hissedildiği bölgelere uygulanabilmektedir. Koltuk altı uygulamaları hem ter hem de koku sorununu çözmekte; el içi terlemeleri sosyal hayatta el sıkışma gibi etkileşimleri kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, ayak terlemeleri ile mantar riski azalmakta ve yüz bölgesinde terleme azalırken makyaj kalıcılığı artmaktadır. Menopoz döneminde kadınların sıkça karşılaştıkları sıcak basmaları ve gece terlemeleri için de botoks uygulaması uygun bir yöntem olarak sunulmaktadır.
Menopoz sürecinde hormonal dengesizlikler nedeniyle vücut ısısının kontrolü zorlaşmaktadır. Dr. Atakan Bör, saçlı deriye yapılan düşük doz botoks enjeksiyonlarının bu sıcaklık dalgalanmalarını dengelemeye yardımcı olduğunu vurgulamaktadır. Bu sayede kadınlar, hem fiziksel hem de duygusal olarak daha dengeli bir dönem geçirebilmektedir.
Botoks uygulamasının etkisi kalıcı olmamakla birlikte, düzenli uygulamalarla uzun süreli rahatlık sağlanabilmektedir. Ortalama 6-12 ay boyunca devam eden etki, hastanın metabolizmasına ve uygulama bölgesine bağlı olarak değişebilmektedir. Uygulama öncesinde detaylı bir değerlendirme yapılması, terleme dinamiklerinin iyi analiz edilmesi ve hastanın beklentilerine uygun bir planlama yapılması tedavi başarısı açısından kritik öneme sahiptir.
Uygulama sonrası hafif kızarıklık, morluk veya geçici ağrı gibi yan etkiler görülebilir; ancak bu etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Dr. Atakan Bör, botoksun doğru bölgeye, uygun dozla ve teknikle uygulanmadığında etkisiz kalabileceğine veya istenmeyen sonuçlara yol açabileceğine dikkat çekmektedir. Bu nedenle, işlemi deneyimli ve düzenli olarak yapan bir hekime başvurmak önemlidir.
Öte yandan, bazı bireylere botoks uygulanması önerilmemektedir. Kas-nerv hastalığı olan bireyler, gebeler, emziren anneler ve 18 yaş altındaki kişiler bu tedaviye uygun görülmemektedir. Uygulama öncesi detaylı bir değerlendirme yapılarak varsa diğer sağlık sorunlarının dikkate alınması gerekmektedir.