11 Ağustos 2025 Pazartesi

Glütensiz Beslenme: Gereksiz mi, Sağlıklı mı?

Son yıllarda özellikle sağlıklı yaşam trendleriyle birlikte glütensiz beslenme de popülerliğini artırdı

Son yıllarda sağlıklı yaşam trendlerinin etkisiyle glütensiz beslenme, giderek daha fazla ilgi görmeye başladı. Ancak Anadolu Sağlık Ataşehir Tıp Merkezi'nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, glütene karşı hassasiyeti olmayan bireyler için glütensiz beslenmenin gereksiz olduğunu belirtiyor. Eren, "Glüten, buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan doğal bir protein grubudur. Glüten içindeki bazı proteinler, hamura elastikiyet kazandırır ve ekmek gibi mayalı ürünlerin kabarmasını kolaylaştırır. Türkiye'de buğdayı sık kullandığımız için pek çok yemekte glüten ile karşılaşmak mümkündür. Ancak son dönemdeki diyet trendleri, vücudumuz için gerekli besin öğelerinden zengin gıdalardan glüten içerdiği için uzak durmayı gereksiz hale getirmektedir," ifadelerini kullanmıştır.

Glütensiz beslenmenin, çölyak, glüten hassasiyeti ve buğday alerjisi gibi durumlarda zorunlu ve faydalı bir alışkanlık olduğunu vurgulayan Eren, glüten içeren tam tahılların, örneğin tam buğday, çavdar ve arpa gibi, lif, B vitamini, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olduğunu ifade etti. Sağlık problemleri bulunmayan bireylerin gereksiz yere glütensiz beslenmeye geçmesinin, bu besin öğelerinin yetersiz alınmasına ve dengeli beslenmenin bozulmasına neden olabileceğini belirtti. Ayrıca, bazı glütensiz ürünlerin, işlenmiş içerikleri nedeniyle daha fazla şeker, yağ ve kalori içerebildiği konusunda da uyarıda bulundu. Sonuç olarak, glütensiz beslenmenin herkes için gerekli veya sağlıklı bir alışkanlık olmadığına dikkat çekti.

Glüten hassasiyeti özel bir beslenme planı ile teşhis edilebiliyor

Derya Eren, bir şahısta glüten hassasiyeti veya çölyak hastalığı varsa, büyük sindirim problemleri yaşanabileceğini ifade etti. Glüten hassasiyetinin, kişinin çölyak hastası olmamasına rağmen glütenli gıdalar tükettikten sonra rahatsızlıklar yaşaması anlamına geldiğini söyledi. Yaygın belirtiler arasında karın ağrısı, şişkinlik, gaz, ishal ve kabızlık bulunuyor. Sindirim dışı şikayetler arasında ise baş ağrısı, halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve eklem ağrıları örnek verilebilir. Hassasiyetin tespiti için belirli bir tanı yönteminin bulunmadığını, ancak çölyak hastalığı ve buğday alerjisi testlerinden sonra glütensiz diyetle semptomların düzelip düzelmediğine bakıldığını aktardı. Glüten hassasiyetinin, çölyaktan farklı olarak bağırsakta kalıcı hasarlar bırakmadığı ancak günlük yaşamı zorlaştırdığına dikkat çekti.

Çölyak tedavi edilmezse ciddi problemlere yol açabilir

Çölyak hastalarında, glütenin bağışıklık sisteminin ince bağırsaklara saldırmasına yol açtığını belirten Eren, bu saldırılar sonucunda ince bağırsakların zarar gördüğünü açıkladı. Çölyak hastalığında, sürekli karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, yorgunluk, kansızlık, kemik yoğunluğunun azalması, ciltte kaşıntılı döküntüler ve depresyon veya anksiyete gibi belirtilerin görülebileceğine vurgu yaptı. Ayrıca buğday alerjisi bulunan bireylerde glütenin alerjik reaksiyonlara yol açabileceği ifade edildi. Bu bağlamda, belirtilerini yaşayan kişilerin glüteni sindirip sindiremeyeceklerinin bilimsel olarak incelenmesi gerektiği dile getirildi.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, glüten içeren ve içermeyen en yaygın besinleri sıraladı:

Glüten içeren besinler: Buğday, yulaf, arpa ve çavdar unlarıyla yapılmış her türlü yiyecek; bulgur, makarna, şehriye, erişte, kuskus, bisküvi, simit, dondurma külahı, ekmek, tarhana, yarma, irmik, kraker, börek, pasta, çörek, sosis, mısır gevrekli süt ürünleri, hazır çorbalar ve çok yağ eklenmiş yiyecekler gibi gıdalar.

Glüten içermeyen besinler: Süt, salep, ıhlamur, çay, ayran, meyve suları, limonata, gazoz, doğal yoğurt, labne peyniri, mascarpone, mozzarella gibi taze peynirler, parmesan, et, balık, kümes hayvanları, yumurta, peynir, pirinç, pirinç unu ve nişasta ile yapılmış yiyecekler; mısır unu ile yapılmış ekmek, patates, glütensiz unlardan yapılmış ekmekler, kinoa, chia, amarant, karabuğday, kuru baklagiller, sebze ve meyveler, şeker, bal, komposto, pekmez, hoşaf, sirke, limon, salamura, turşu, baharatlar, tuz, domates suyu ve ev salçası gibi gıdalar.

ÖNCEKİ HABER

"Dantel Fotogram Atölyesi'nde Alternatif Teknikler"

SONRAKİ HABER

"Glütensiz Beslenme: Gereksiz mi, Zorunlu mu?"