Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencileri, edebiyat ile modayı bir araya getiren yenilikçi bir etkinlik gerçekleştirdi. TÜBİTAK 2209-A kapsamında düzenlenen “Edebiyatın Gardırobu: Sembolik Karakterler ve Modanın Anlatısal Gücü” başlıklı defile ve sunum, Edebiyat Fakültesi Nuri Bilgin Konferans Salonu'nda renkli anlara sahne oldu. Etkinliğe akademisyenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.
Etkinliğin yöneticisi olan Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Zeyleha Çetiner, projede 3. sınıf öğrencisi Irmak Soran'ın yürütücü, 3. sınıf öğrencisi Hazal Yüksel'in araştırmacı ve 2. sınıf öğrencisi Dilruba Tama'nın tasarımcı olarak görev aldığını belirtti.
Proje hakkında bilgi veren Irmak Soran, "Bu projede, edebi metinlerdeki kıyafet anlatılarının ve betimlemelerinin yalnızca yüzeysel detaylar olmadığını, aslında altında çok daha fazla anlam barındıran önemli ögeler olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz. Örneğin, Juliet'in beyaz giymesi onun kızlık ya da evlenme arzusunu ya da masumiyetini temsil ederken; Jay Gatsby'nin bulunduğu toplum daha koyu tonları tercih etmesine rağmen, onun pembe tonda özel dikilmiş takım elbiseler giymesi o topluma ait olmadığını ve kabul görme çabasını gösteriyor. Farklı kıyafetler üzerinden bu türden önemli detayları ele alarak modanın bir anlatı gücü olduğunu göstermeyi amaçlıyoruz. Proje kapsamında beş farklı tasarım ortaya koyduk. Bu karakterlerden ilham alan beş farklı kıyafet tasarımı gerçekleştirildi. Karakterlerimiz Jay Gatsby, Orlando, Juliet, Green Knight ve Anna Karenina olmak üzere toplam beş kişiden oluşuyor. Tasarımcımız, İstanbul Üniversitesi'nde ikinci sınıf öğrencisi olup tüm tasarımları kendisi yaptı. Biz de onunla bu alanda birlikte çalıştık. Projenin akademik çıktılarıyla çeşitli makaleler, akademik çalışmalar ve sunumlar gerçekleştirildi," dedi.
Zihinlerdeki karakterleri somut forma dönüştürdük
Edebiyatı sahne sanatları ve moda ile buluşturarak, okuyucuların zihnindeki karakterleri somut ve görsel bir forma dönüştürmeyi amaçladıklarını ifade eden Hazal Yüksel, "Bu projede araştırma kısmında yer aldım. Amacımız, edebiyat karakterlerini yalnızca kitap sayfalarında bırakmayıp, moda aracılığıyla sahnede ve görsel dünyada yeniden canlandırmak. Çalışmamızda farklı dönemlerden karakterler seçtik: Anna Karenina, Jay Gatsby, Juliet, Orlando ve Yeşil Şövalye. Her biri edebiyat tarihinde iz bırakmış, dönemlerinin ruhunu ve evrensel bir anlatıyı temsil eden figürlerdi. Biz de bu yönleriyle onların hikayelerini moda üzerinden izleyiciye aktarmayı hedefledik," şeklinde konuştu.
Projede yapılan tasarımlarla, edebiyat karakterlerinin ruhunu ve hikayesini yalnızca kıyafet olarak değil, birer görsel anlatı olarak sahneye taşıdıklarını belirten Dilruba Tama ise, "Ben projede tasarım sürecinden sorumluydum. Karakterleri kumaş, renk ve siluetlerle yeniden yorumladım. Juliet'te romantizm ve gençliği, Gatsby'de 1920'lerin asaleti, Anna Karenina'da trajik bir zarafeti, Yeşil Şövalye'de ise güçlü ve mistik bir etkiyi yansıtmaya çalıştım. Tasarımlarımız, yalnızca kostüm değil; karakterlerin ruhunu sahneye taşıyan birer anlatı unsuru oldu," dedi.
Etkinlik, katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasıyla son buldu.
